DÜKKAN'DA 39 TL VE ÜZERİ ALIŞVERİŞE ÜCRETSİZ KARGO
Soğuk Havalarda İçinizi Isıtacak 6 Film Önceki Yeni Yıl Hediyesi... Sonraki Renklerin Anlamları ve...

Kış aylarında hafta sonunu dışarıda geçirmek istemeyenlerden misiniz? Evde keyifli vakit geçirmek için yapılabilecek en iyi aktivitenin film izlemek olduğunu düşünüyor fakat ne izleyeceğinizi bulamıyor musunuz? Birdombaylininfilmarsivi‘nden sizler için derlediğimiz; battaniye altında izlemek için ideal içininizi ısıtacak  6 film:

onceONCE

Bağımsız bir müzikal hikaye. Müziğin odak noktası olduğu bir hikaye sımsıcak anlatımıyla sevilen bir yapım oluyor. Sevilmesinin en büyük nedeni ise tamamen samimi, içten bir anlatım ortaya koyması. Yaşanabilir ve bizden bir şeylere rastlayarak izliyoruz bu da haliyle hoşumuza gidiyor. Marketa’nın kızının kayıt stüdyosunda oyun oynaması bile ne denli ‘bizden’ olduğunu gösteriyor herhalde. Film klişelerden oluşmamış, tesadüflere yer vermemiş ve böylece klasik Hollywood aşk hikayeleri gibi bayağı şeylere kapılıp sürüklenmemiş. Günlük yaşamda herkesin karşılaşabileceği bir konuyu kamera önüne iyi bir kurguyla yerleştiren bir yapım. Seyirciye bu denli doğal geldikten sonra da hiçbir problem kalmıyor. Hele ki sahneleri bu kadar güzel müzikleri koyduğunuz zaman. Reel bir senaryo, iyi bir kurgu ve şahane müziklerle film, kendini birkaç adım öteye atmayı başarıyor.

in-paris

MİDNİGHT İN PARİS

Paris’i keyifle yaşayanların, daha doğrusu Paris’in keyfini çıkaran çoğu yabancı sanatçının aşkı, ilişkileri, geçmişe özlemi ve Paris’i anlattığı, masalsı bir Woody Allen filmi. Paris, yeri gelmiş anlatılan temalardan biri olmuş, yeri gelmiş aşkın, ilişkilerin ve geçmişe özlemin anlatımını sağlamlaştıran bir araç olmuştur. Film güzel ve yağmurlu, Paris ise her zamankinden daha da güzel.Eğer sanatçı biyografileriyle ilgiliyseniz çok daha hoşunuza gidebilir, ya da Woody Allen yaparken böyle bir kitleyi düşünerek yaptı. Son bir kaç filmdir, yönetmeni Manhattan’ın dışında işler yaparken görmek çok güzel. Ayrıca tipik Amerikan sistemi eleştirilerine bu filmde de yer vermiş Woody Allen.

hayat-guzeldir
HAYAT GÜZELDİR

Üstesinden gelmek eylemine yeni bir tanım getiren, mensubu olduğu din yüzünden, veya mensubu olamadığı vatan yüzünden, karşı karşıya bıraktırılmış zorluklara, hayat güzeldir diyerek yorumlar getirmenizi sağlayacak, en güzel savaş filmlerinden biridir. İçinde bulunduğu inanılmaz zor koşullara rağmen (20. yüzyılın başında faşist bir ülkede yahudi olmak gibi) hayata olumlu bakmayı, neşesini kaybetmemeyi bilen bir adamı ve sevdiklerini koruyup hayatı onlar için güzel kılışını konu alıyor. En kötü durumlarda bile hayata ait küçük de olsa bir dal bulup o dala tutunması bir filmde ancak bu kadar güzel işlenebilir. Guido’nun oğlu Giosue’yi her koşul ve şartta içinde bulundukları ortamı oyun alanıymış gibi göstermek için sergilediği kusursuz çabaları izleyiciye aşkı, fedakarlığı, bağlılığı çok güzel bir şekilde anlatıyor.

amelie

AMELİE

Hayatta “mutluluk” için aslında ne kadar çok sebebimiz olduğunu anlatan bir masal Amelie. Küçük ayrıntıların büyük mutlulukları meydana getirdiğini görüyoruz her karesinde. Belki de filmin anlatmak istediği de bu “farkındalık” hemen hemen her gün, her an yakınımızda olan  sadece görmek istediğimizde farkına vardığımız detaylar. Filmin başlangıcında önce sıcacık ve neşeli bir müzik karşılıyor bizi. Görüntüler akmaya devam ederken kısa bir anlatımla Amelie’nin hayatı hakkında fikir sahibi oluyoruz ve sonrasında içimizi ısıtan gülümsemesi ile Amelie çıkıyor karşımıza. Her şey Amelie’nin küçük bir çocuğa ait masum ve değerli hazinesini ( tamamen bir tesadüf sonucu ) keşfetmesi ile başlıyor. Bu keşif sonrasında Amelie, başkalarını mutlu etmenin ne kadar kolay olduğunu hatırlatıyor bize ve ne kadar büyük bir keyif olduğunu. belki de hayatın tadına varmayı vurguluyor her bir karesinde  ve tabi ki aşk. Kaçınılmaz olgu  ve film sonlandığında yüzümüzde kocaman bir gülümseme kalıyor. İçimizdeki sıkıntıyı tamamen alıp götüren bir film böylece sonlanıyor.

cesaretin-var-mi-aska

CESARETİN VAR MI AŞKA

Aşkın en güzel dönemidir flörtleşme dönemi. Birbirinize alışmadan, her sözün, her cümlenin tartıldığı, her bakışın anlam kazandığı, elini ona uzatırken sanki ateşe sokuyormuşsun gibi hissettiğin anlardır. Kahramanlar doğruluk mu cesaret mi oynuyorlar aslında. Birbirlerine kavuşurlarsa o heyecanın, o aşkın, o anlam veremedikleri yoğunlukta sevginin kaybolacağından korkuyorlar. O kadar korkuyorlar ki biri çıkıp doğruluk diyemiyor, öbürüne onu sevdiğini söylemek durumunda kalır diye.

canim-kardesim

CANIM KARDEŞİM

Türk sinemasının başyapıtlarındandır. Garibanlığın, fırsatçılığın ve karşılıksız sevgisinin bu kadar içten anlatıldığı başka bir film olmayabilir. Herhangi bir acıklı film değildir, “canım kardeşim” türk sinemasının en özel filmidir. Sadece final sahnesinde ağlatmaz neredeyse her dakikasında ağlatır hem de çok ağlatır. Sadece küçücük bir çocuğun kan kanseri olması değil; o sefalet, o çaresizlik, gecekondu mahalleleri, insanların ekmek parası için kanını satması ve en çok da artık bunların hepsinin insanlara çok normal gelmesi ağlatır insanı. Cahit Oben’in müziğini filmi izlemeden duymak bile yetebilir.

Yorum Ekle

E-posta adresiniz 3. kişilerle paylaşılmayacaktır. Doldurulması zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.